Barış Doster'in ``Atatürk`` filmi izlenimleri: Yetim Mustafa’dan milletin atasına...
Filmde; insan iradesinin, cesaretinin, kararlılığının, mücadeleciliğinin, azminin, gayretinin neleri başaracağını gösteriyor büyük önderimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk hepimize, bir kez daha…
Prof. Dr. Barış Doster’in ‘Atatürk‘ filmi izlenimleri:
Normalde Cumhuriyetimizin 100. yılında gösterime girecek olması nedeniyle gündeme gelmesi gereken, fakat Disney Plus’un göstermekten vazgeçmesi üzerine büyük tartışma kopararak gündemimize gelen Atatürk filmini izlemek için davet aldığımda heyecanlandım. Hemen aklıma Atatürk’ü Rutkay Aziz’in oynadığı, senaristi Turgut Özakman, yönetmeni Ziya Öztan olan Kurtuluş dizisi, Zülfü Livaneli’nin Veda filmi, Can Dündar imzalı Mustafa belgeseli geldi.
Acaba Atatürk filmi de böyle keskin tartışmaların, maalesef fazlasıyla kutuplaşmış olan toplumumuzda sert polemiklerin konusu olacak mıydı? Disney Plus’ın kararının sebepleri, bu kararda Ermeni lobisinin etkisi, sosyal medya başta olmak üzere kamuoyunda hayli gündeme gelmişken, acaba bu film senaryosuyla, oyuncularının performansıyla, yönetmeniyle, yapımcısıyla, sahnesiyle, dekoruyla, kostümüyle, sesiyle, ışığıyla, müziğiyle, teknik kalitesiyle gerektiği ölçüde ele alınacak mıydı?
Çok az kişinin davet edildiği bu ilk gösterime giderken kafamda bu gibi pek çok soru vardı. Dahası, filmi sinemada izlemeyi seven, gazetelerin kültür sanat sayfalarındaki film eleştirilerine göre karar vermeyip, sinemaya giderken moda deyimle, “kafasına göre takılan”, sosyal medya hesabı bulunmayan, 20 yıllık bir cep telefonu kullanan, teknolojiyle arasına mesafe koymaktan memnun ve mesut biri olarak, filmin teknik, dijital özelliklerini de dehşetli merak ediyordum.
Sinema salonuna girdiğimde, önlemimi baştan almıştım. Duygusal, gözleri kolay yaşaran biri olarak cebimde kâğıt mendillerimi hazırlamıştım. Elimde not defteri ve kalem de vardı. Film; ilk dakikasından itibaren beni sarmaya, içine çekmeye, içime işlemeye başladı. Ses, ışık, sahne, gölge, kostümler adeta kusursuzdu benim gibi sıradan bir sinema meraklısı için. Çanakkale Muharebeleri’ndeki görüntüler, Mustafa Kemal’in çocukluğu, annesi, babası ve kızkardeşi Makbule’yle, çocukluk arkadaşları Nuri ve Salih’le ilişkileri, cephelerde en ön safta savaşırken göğsünden ve gözünden yaralanmaları, Enver Paşa’yla yaşadığı çelişkiler, Sofya’da askeri ataşe olarak bulunduğu günler, aşkları, Selanik’te geçirdiği günler büyük bir başarıyla anlatılıyordu.
Atatürk’ün kararlılığı ve iradesi
Filmde; insan iradesinin, cesaretinin, kararlılığının, mücadeleciliğinin, azminin, gayretinin neleri başaracağını gösteriyor büyük önderimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk hepimize, bir kez daha. Çocukken sürekli soru soran, sorgulayan, merak eden Mustafa’ya kızan annesi, dönüp ağabeyine, “Bir yetimden ne olur?” dediğinde, Mustafa’nın yüzündeki ifadeyi görünce, bir kez daha anlıyorsunuz, Mustafa Kemal’in çelik iradesini. Çünkü o yetim, büyüyünce vatanını kurtaran, Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran, dünyanın en büyük devrimini başaran Gazi Mustafa Kemal Atatürk oluyor.
Filmde, Mustafa Kemal ve o kuşağın, İttihatçı kadroların, karşılıksız ve sınırsız vatan sevgisini görüyorsunuz. Libya’da, Araplarla birlikte, İtalyanlara karşı savaşan Mustafa Kemal’in, sol gözünden yaralandığında, gözü bantlı halde, çölde kurulmuş sahra hastanesinden çıkıp, Enver Paşa’nın yanına gidip, vatanın geleceği için nasıl tartıştığını görüyorsunuz.
Filmde, Atatürk’ün opera merakını, hoşlandığı kadını dansa kaldırışını, kıyafet balosuna Osmanlı Ordusu’ndaki yeniçeri üniformasıyla gidişini, özgürlükçü düşünceleri nedeniyle hapis cezası aldığında, tek başına tutulduğu hücrede bile asla baş eğmeyen tavrını, askerleriyle arasındaki güçlü bağı, cephede kahraman Mehmetçiği sevk ve idare edişini görüyorsunuz.
Filme ilişkin bazı bilgiler
Gelelim filme ilişkin teknik bilgilere. Filmi izlemeden önce, filmin yapımcıları Saner Ayar ve Hakan Karamahmutoğlu’yla, filmi izledikten sonra ise yönetmen Mehmet Ada Öztekin ve başrol oyuncusu Aras Bulut İynemli’yle yaptığımız sohbetten şunları öğreniyorum.
Film, 6 bölümlük bir dizi olarak çekilmiş, biz ilk üç bölümünü izledik. İlk TV özel yayını, 29 Ekim’de Fox TV ekranlarında gösterilecek. Birkaç gün sonra ise film, 3 Kasım’da sinemalarda gösterime girecek, Türkiye’yle birlikte Avrupa’dan Azerbaycan’a, Pakistan’dan Vietnam’a 30 ülkede. Filmin sinemalarda gösterimi için Rusya’yla da görüşmeler sürüyor. 1 Eylül 2024 sonrasında dijital platformlarda (Amazon ve/veya Netflix) gösterilecek. İkinci film, yani 4.,5. ve 6. bölümler, 5 Ocak 2024’te Türkiye’yle birlikte 30 ülkede sinemalarda gösterime girecek. 2024 yılı yazında ise iki film birden Fox TV ekranlarında olacak.
Film, 16.5 milyon dolara malolmuş. Saner Ayar ve arkadaşları 2019 yılında yola çıkmışlar. Çekimler Türkiye’de 10 ayrı şehirde ve Makedonya’da yapılmış. Çanakkale’de savaş sahnelerinde 3 bin kişi rol almış, bin 500 tane ateş edebilen silah yaptırılmış. Müziği Batu Şener’e ait olan filmde Atatürk’ü oynayan Aras Bulut İynemli, Şevket Süreyya Aydemir ve Lord Kinross’un Atatürk biyografilerini okuyarak işe koyulduğunu belirtiyor ve ekliyor: “Atatürk’ü, duygusal anlarında oynarken zorlandım en çok”.
Sözün özü, büyük, iddialı bir iştir Atatürk filmi yapmak. Bence bu işe koyulanlar, alınlarının akıyla çıkmışlar. Filmi ben çok beğendim. Eminim benimle hemfikir olmayan, siyasal ve sanatsal açıdan eleştirenler de olacaktır. Doğaldır. Umarım, Cumhuriyetimizin 100. yılında, Atatürk filmi, hak ettiği ilgiyi ve takdiri görür.